tag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post8742148945103079987..comments2023-07-16T19:02:35.238+03:00Comments on sarı kent: sen ömründe sabaha emrettin mi?justinehttp://www.blogger.com/profile/16564510296794114909noreply@blogger.comBlogger14125tag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-52062050548273639712011-02-10T23:36:25.303+02:002011-02-10T23:36:25.303+02:00Hah ha, sen çok tatlısın Atze, gerçekten ve bilmiy...Hah ha, sen çok tatlısın Atze, gerçekten ve bilmiyorsun şiddetini bunun:)<br /><br />Yazarım tabii, işim ne, tez de bırakıldı artık, otur yaz değil mi ama?:p<br /><br />Sarıldım canım, çok.justinehttps://www.blogger.com/profile/16564510296794114909noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-80901203572911973292011-02-10T22:09:39.823+02:002011-02-10T22:09:39.823+02:00Kavak, daha çok karga ile ilgili. Ağaç kuşsuz olma...Kavak, daha çok karga ile ilgili. Ağaç kuşsuz olmaz diye, kavaktan çok karga söz konusu oldu. Kavak ağacıyla neredeyse hiç anım yok benim. Yani kavak benim, evet ama özelliklerinden başka yazacak şey yoktu aklımda, öyle de çok kuru olurdu. Siz çok güzel yazmışsınız, yine "olması gerektiği gibi" diyeceğim.<br /><br />Eğer içinizden gelirse okumanıza sevinirim elbette Justine ama belgesel gibi, ara ara pek sıkıcı. :)<br /><br />Ben öyle kendi kendime konuşuyordum işte, eh tahmin edersiniz ki fikir sevgili Endiseliperi'den. Benim kabahatim yok. :) kırlangıç, listemde tabii ki yer alıyor ama iyi fikir, bunu bir söz sayıyor, yazacağınız günü heyecanla bekliyorum. Meşhur tepkinizle misilleme yaparak bitireyim: Hahhahaa. :)<br /><br />Sevgiyle.Ayça Yaşıthttps://www.blogger.com/profile/03611270259527462881noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-88802468368817039672011-02-10T15:26:12.512+02:002011-02-10T15:26:12.512+02:00Atze canım, sağol.
Bu akşam senin kavak serine baş...Atze canım, sağol.<br />Bu akşam senin kavak serine başlamalıyım (yoksa yarın mı?) ben de:) Zaman tuhaf bir şey, kaçıyor, kaçıyor, kaçıyor!<br />Yorumunu bekliyordum, yalan yok. Hatta nerede kaldı Atze demiştim, sen başlattın bu oyunu unutma:)<br /><br />(Bir ağaçta kendini bulmak bunca oyaladı bizi, bir de kuş olayına mı gireceksin yoksa! Ben şimdiden söyleyeyim; bana bu muhitte kırlangıç derler, şiirim bile vardır ismiyle müsemma:p)<br /><br />Sarıldım, çok.justinehttps://www.blogger.com/profile/16564510296794114909noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-47614090761543352472011-02-10T07:03:15.702+02:002011-02-10T07:03:15.702+02:00Harika olmuş sevgili Justine. Yeni okuyabildim, ço...Harika olmuş sevgili Justine. Yeni okuyabildim, çok özür dilerim. Aslında, şöyle tepelerine kadar tırmanabileceğin, bir dalından diğerine atlayıp, yemişlerini aşağıdan geçenlerin kafasına atabileceğin ağaçlar düşünmüştüm. :) Ama tabi söz konusu siz olduğunuzdan, bu tahminlere kendimi kaptırmadım. Yüzümde acıklı bir gülümsemeyle okudum, hele kavak, teşekkürler.<br /><br />Sevgiyle.Ayça Yaşıthttps://www.blogger.com/profile/03611270259527462881noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-90899493289987128912011-02-05T16:20:42.485+02:002011-02-05T16:20:42.485+02:00Vuslat,
çok teşekkürler güzel yazın için. Eline s...Vuslat, <br />çok teşekkürler güzel yazın için. Eline sağlık. Bu arada, şehir hâlâ gizemli tabii:p<br /><br />Buket, biliyor musun oya ağacını hiç duymamıştım ben? Hemen baktım netten, ve ne güzel ağaçmış öyle. Çiçekli, meyveli. Ihlamur konusunda sana katılıyorum fakat çay olarak içmeyi hiç sevmem, aramızda kalsın olur mu?:) Bir de Atze'nin Peri'ye özel yazdığı ıhlamur yazısı vardı, okumadıysan baksana lütfen, çok güzel.<br /><br />Şenay! Bakıp bakıp gülüyorum yine, demek "sevgili kavak", ha!:)) Hah ha kavak ağacını anlatırken hiç aklıma bana bu şekilde seslenileceği gelmemişti. Yoksa incir, çınar, zeytin filan, daha ne şirin ve musikili ağaçlar var, onları seçerdim:p<br /><br />Sevgiler herkese.justinehttps://www.blogger.com/profile/16564510296794114909noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-85221478066411428532011-02-05T11:44:55.822+02:002011-02-05T11:44:55.822+02:00alınmam ki, şakadan anlarım ben. hoohooo. bir de e...alınmam ki, şakadan anlarım ben. hoohooo. bir de eğer şimdi iyi değilse, neşeyle anlatılanların hepsi hüzünlü bir saçmalığa dönüşüyor gibi oluyor sevgili kavak.şenay izne ayrıldıhttp://sahip.wordpress.comnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-72658795516071677942011-02-05T01:04:37.397+02:002011-02-05T01:04:37.397+02:00Ne güzel anlam yüklemişiniz ağaçlara.Küçük bir bah...Ne güzel anlam yüklemişiniz ağaçlara.Küçük bir bahçem var,içine dolu ağaç diktim.Kiraz,erik,ayva,vişne,çam( 1 büyük,2 küçük) nar,limon,mandalina,muşmula ve oya ağacı.Bütün hepsi büyüyünce orman içinde oturuyor olacağım herhalde.Ben aslında hepsini seviyorum ama çiçekleri çıktığında tüm mahalleyi kokusuyla mutluluğa boğan ihlamuru çok severim..pelinpembesihttps://www.blogger.com/profile/12191079511788572672noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-54553514181753209452011-02-04T18:02:28.288+02:002011-02-04T18:02:28.288+02:00Şehrim benim sevdam, düşlerim, uğruna düştüğüm, u...Şehrim benim sevdam, düşlerim, uğruna düştüğüm, uğruna kalktığım… Sevdamı, küçük sevdamı kapkara yutan, ama ille de boynuma asılı borcum… Adı önemli mi? Şehrim benim sürgünüm. Yabancılığım, ben olmayan benlerim… Şehrim hayatımın kalanı ve tüm olmamışlığım. Hücrelerim, karanlığım, göz bandım. Uğruna sözler verdiğim, sözlerine ihanet eden sokaklarıyla, sahtekar, yalancı, ama o ya ille de mağrur, ve yüreğimde ille de yara olan yanım, adı önemli mi? Şehrim ülkem, ülkemin sevdası, vurgun yemiş bir balıkçıl belki, belki güneş altında topak topak martı sesi, yada iyisi mi pamuk tarlasında ırgat şehrim, ama ille de benim diğer yarım adı önemli mi? <br /> Çınar ağacı, kocaman dalları, sımsıkı, dimdik sesiyle rüzgarı yaran o bilge, o cesur, o mağrur, o gölge, salıncak, o çocuk, o ihtiyar, o benli ağaç… Zakkum ağaçlarının yanında aşık olduğum güzel’i ilk defa öptüğüm kuytuluk, çocukça dokunuşlarımıza teslim edip bedenlerimizi ilk defa seviştiğimiz yatak, kitaplarımızı gömüp dibine ilk defa ağladığımız sığınak, şairin düşü, Albatros’un anıları ve saklı belleğinde en yaşlı yoldaşımız çınar ağacı… Sevgilinin kalbinin altında atan o küçücük, o minnacık kalbin atışlarını rüzgara karşı dinlediğimiz umut, Küçücük kalp durduğunda, ve düştüğünde küçük sevdamız, sevgiliyle gelip aylar sonra ağladığımız duvar, ve bir gün apansız kaybedince büyük sevdayı, söz verdiğin sahtekar şehrimde, koşup da bir çırpı günlerce yumrukladığım öfke, şimdi ise o şehir de en dibinde gömülü fotoğraflarla bir yaşama gebe anım çınar ağacı…<br /> Böyle yazmak istememiştim, ama hem şehrimi, hem de çınarı sordun… En dikkatli halim ile melankoliye sapmadan ancak bu şekilde ifade edebilirim sanırım…Vuslat AKTEPEhttps://www.blogger.com/profile/11184641577559175247noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-34368975125722186912011-02-04T16:40:46.670+02:002011-02-04T16:40:46.670+02:00Canım Peri, bak şimdi de cevizi unuttuğum geldi ak...Canım Peri, bak şimdi de cevizi unuttuğum geldi aklıma!:) Meyvesi ellerimde çıkmayan izler yapardı, ne güzeldi.<br /><br />Tamam, Vuslat'a soralım o zaman. İstiyorsa, çınarı anlatsın bize. Ne güzel olur dinlemesi, çınar gösterişli, bağışlayan, koruyan, bilge bir ağaçtır çünkü. <br /><br />Sevgiler.justinehttps://www.blogger.com/profile/16564510296794114909noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-38071368698307638432011-02-04T16:10:22.726+02:002011-02-04T16:10:22.726+02:00Senin şehrin neresi peki Vuslat? Çok gizli değilse...Senin şehrin neresi peki Vuslat? Çok gizli değilse, merak ettim:) Ben İstanbul'da yaşamadığını tahmin ediyordum aslında ama bir şekilde İstanbul'da kalmışsındır (hem de uzun süre) diye düşündüm. Kurdum işte, kusura bakma:)<br />Sevgiler.justinehttps://www.blogger.com/profile/16564510296794114909noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-7528484020763818122011-02-04T16:07:20.713+02:002011-02-04T16:07:20.713+02:00bu harika yazı için teşekkürler, justine. gerçekte...bu harika yazı için teşekkürler, justine. gerçekten çok beğendim ve etkilendim. mim olayı şöyle; bir tür zincir oluşturuyorsun. vuslat'ı mimleyebilirsin bence.<br /><br />kavak ağacını çok severim ve tam da anlattığın gibi düşünürüm onu. kestaneyi bilmem, cevizi çok yakından tanırım.<br /><br />sevgiler, öpücükler.endiseliperihttps://www.blogger.com/profile/09406137016531617709noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-42544387719993321632011-02-04T15:41:02.051+02:002011-02-04T15:41:02.051+02:00Çınar ağacının bende ki yeri apayrıdır. Bir biçimd...Çınar ağacının bende ki yeri apayrıdır. Bir biçimde kişisel özdeşlik dahi kurarım. Ama bir not ben İstanbul'a geçen hafta bir dostuma yardım etmek ve gezmek iin gitmiştim. Tez hazırlayan bir dostumun tezini birlikte yazacağız hazırlık, kaynak taraması falan için... Şimdi İzmir'de bir alanda seminer vermek adına bulunuyorum. Sonrası ise yine kendi şehrim... Yani İstanbul pek de benim(!) sayılmaz. Aksine her seferinde kaybolmuşum gibi gelir bana...Vuslat AKTEPEhttps://www.blogger.com/profile/11184641577559175247noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-29611812454829487872011-02-04T13:51:42.097+02:002011-02-04T13:51:42.097+02:00Aa, Vuslat çınarı nasıl unutmuşum ben! Çınar ağacı...Aa, Vuslat çınarı nasıl unutmuşum ben! Çınar ağacı harikadır. Altında mis gibi çay içmek daha da harikadır:) En son sizin(!) İstanbul'da Çengelköy'de oturmuştum bir çınarın altına. Hatta adı bile Çınaraltı filandı galiba. Çok güzeldi çok. Yapraklarını ayrı gövdesini ayrı severim. <br />Teşekkürler, sevgiler çok.justinehttps://www.blogger.com/profile/16564510296794114909noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5403160945973589528.post-69898582931114476462011-02-04T10:46:53.685+02:002011-02-04T10:46:53.685+02:00Çınar...Çınar...Vuslat AKTEPEhttps://www.blogger.com/profile/11184641577559175247noreply@blogger.com