Perşembe, Ağustos 08, 2013

bit(e)meyen kitap, gel(e)meyen tatil

(sanırım geçen yazdan bu foto; urla'da deniz ve bira kaçamağı)

Hep bekleriz, beklenir de, bu sefer sanki çoook uzun sürdü. Tatil gelsin diye gözlerim takvimde, kalbim tetikte(!) (bunu bir ara açıklarım size, şimdi hiç gücüm yok) büyük bir sabırsızlıkla bekledim, gelmek bilmedi. Şimdi uykuda gibiyim, yarın yolculuğa çıkacak kişi ben değilmişim gibi geliyor, yorgunum, kitabım bir türlü bitmedi(!) ve kafam çok karışık. Beckett'a küsüm, ya da o bana fena kazık attı Murphy ile, aramız bozuldu. Kitabın son bölümünde kaldım, bıraktım. Sadece birkaç sayfası kaldı ama usandım. Bir iki yerde beni tam on ikiden vursa da, Murphy'yi sevmedim. Her neyse kitap hakkında konuşmayı sonraya bırakayım, onun için oturmadım bilgisayar başına. Tatile gidiş notu yazayım yeter. Basit plan şu; her şey yolunda giderse, İstanbul'da kısa bir süre kalacağım, Liliş'in kardeşini bekliyoruz. Sonra deniz, sonra tekrar İstanbul. Bakalım, bakalım.

-Yukarıya koyduğum müzik Asiaminör grubundan, ben onları yirmili yaşlarımda çok fazla dinlerdim. Canlı dinleme fırsatına da erişmiştim, gayet keyifli müzik yapıyorlar, daha önce dinlemediyseniz bakın bir.

-Tatil için bavul hazırlamak beter iş, ama hangi kitabı okuyacağına karar vermek çok eğlenceli. Kitapların önünde keyifli, saçma sapan konuşmalar yaptım kendimle. -Hmmm, aşk kitabı okumak istiyorum bu defa. -Peki ne olsun, ne okusam? -Bronte Kardeşler!, Jane Eyre? -I ıh, ezberledim. -Uğultulu Tepeler? -Yok, bayıyormuş. -Hah, Jane Austen okusam? -Nefis olur!

-Ve ilginçtir, kendimle yaptığım bu şapşik sohbet onca kitap arasında olmayan kitabı keşfetmemle son bulur. Peki, aşk kitabı hevesi ne olacak? (hayır, her kitap olmaz, püraşk olmalı. austen iyi fikirdi aslında, bekleyelim görelim)

-Murphy hakkında yazacaktım güya, hem bloğun tozunu almış olacaktım hem de sayfalarca çizdiğim satırları, kafamdakileri bir hâle yola koymak istiyordum. Olmadı, sağlık olsun. 

-Yarın yapılacak çok iş var. İyi ki aylar önceden mantıklı bir karar verip bileti akşama almışım. Yoksa bu yorgunlukla sabaha asla çıkamazdım. Şimdi biraz dinleneyim, yarın olsun tatile o zaman inanacağım.