Pazartesi, Kasım 21, 2011

ah, bir tuhaf hâllerdeyim

(foto şuradan)

 

Çok hüzünlü bir havadaydım, geçti. Yok yahu, hüzün değil de kavuşma arzusu, özlem filan çekiyordum sanırım. Tam bilemedim şimdi, az sonra bir filme başlayacağım kafam orada, o yüzden karıştırıyorum. İsimlendiremediğim o tuhaf havanın nasıl dağıldığını söyleyeceğim tabii, ama önce günün haberlerini vereyim; sabah erkenden kalktım ve kahvaltı bile yapmadan Liliş'i tiyatroya götürdüm. O, annesiyle oyunu (Şirinler Aramızda, oyunun adı. fantastik bir şey elbette;)) izledi, ben sonuna yetiştim. Tüm çocuklar oyuncularla fotoğraf çektiriyorlardı salona girdiğimde. Lily ise ruhsuz ve donuk bakışlarla koltuğunda oturuyordu. Oyun nasıldı Lilişka beğendin mi, dedim, beğenmedim, dedi. Fotoğraf çektirsene uykucu Şirin'le, çok tatlı değil mi, dedim, yok dedi. Vayy dedim içimden, nihilizm bebeklerin ruhunu bile ele geçirmiş! Sonra Şirine ile fotoğraf çektirdi de tiyatro olayını biraz tebessümle atlatabildik. Alışveriş kısmı sıkıcıydı, sadece bir jean ve çanta alabildim. Kitap almayacaktım sözde, ama öyle boş boş bakınırken bir kitaba fena daldım, iki sayfa okudum ve aklımdaki başka bir kitapla birlikte kasaya gidiverdim. Şimdi isimlerini yazmayayım hediye çünkü, fakat takıldığım kitabı daha sonra mutlaka söylemeliyim, çok ilginç ve eğlenceli bana kalırsa, siz de okuyun isterim. 
İşte şimdi geldik yazının en eğlenceli kısmına. Yazmaya iki saat önce başlayıp şimdi hâlâ yazıyor olmamın nedeni bir bira ve Serap. Çok konuştuk, çok güldük. Bir bira az değil aslında, yanında güzel bir sohbetle iyi kafa yapıyor aklınızda olsun;) Aşağıdaki videoyu bu akşam Serap gösterdi bana, birilerinin kafası daha iyiymiş, seyredince anladım. Baksanıza bir;


Bu nasıl bir tatmin, videonun sonunda kadının yaşadığı durum nasıl bir varoluş, bir bilebilsem rahatlayacağım inanın. Hadi, hepiniz öpüldünüz, bu gösteri sayesinde çok keyifliyim ondan;)
-------------------
p.s.: Yazının fotoğrafı ve müzik hiç olmadı bu havaya, biliyorum. Böyle başlamamıştı tabii gece, olaylar birbirini kovaladı diyelim biz, pardon;p

17 yorum:

Vuslat AKTEPE dedi ki...

Oldum olası Yeşilçam senaristlerini tanımak isterim. Yani arkadaş nereden geldin sen? Senin varoluşunun müsebbibi kimler? vb. sorular sormak ve gözlemlemek. Elbette hepsi için değil. Ama yani şu sahneyi yazan senarist, çeken yönetmen, eh ben ne diyeyim ki şimdi? :)
Sevgiyle...

justine dedi ki...

Üşenmedim, senin için aradım buldum. Cüneyt Arkın hem senaristi hem de yönetmeniymiş filmin, tebrikler demekten başka bir şey gelmez elimizden;p

Sevgiler, saygılar.

şenay izne ayrıldı dedi ki...

"manyak" bir film ve biz şimdiden hastası olduk. kışın nasıl bira içiliyor anlamıyorum.

Vuslat AKTEPE dedi ki...

Hey! İşten geldim şimdi. Ne güzel... Tekrar öğretmenlik yapmak... Şimdi ne Cüneyt ne de cürekkası beni öfkelendirmez. Hatta şöyle de diyebilirim. O ne güzel bir senaryo, ne şık bir oyunculuk öyle :)Şaka bir yana da, bu adam bir de doktordu... Üstelik onun doktor olduğu yıllarda Üniversiteler şimdiki düzlemde değildi. Kaldı ki okumak da zor, meşakkatli ve bir o kadar da aydın bir süreçti... Yani oradan böylesi salon maçoluğuna indirgemek kendini...
Yine de gülmemek işten değil...
Yoğun araştırma için teşekkürler :)

justine dedi ki...

Film güzel olabilir, haklısın. Kısacık bir sahne bile film hakkında çok şey anlatıyor. Kışın bira içme meselesine gelirsem Şenaycığım, ben de içmeyi tercih etmem genellikle. Hem farenjit sorunum var hem de şarap daha çekici geliyor soğuk havalarda. Dün gece salon sıcaktı ve benim canım bira istedi birden. Böyleyken böyle, masal gibi işler;)

Öpüldün.

justine dedi ki...

Hey!
Hoşgeldin;) Başladın demek öğretmenliğe, ne güzel. Çok çok sevindim Vuslatcığım senin adına. Nasıldı peki? Artık beni sinirlendiremez koyduğun video filan demişsin, neler yaşadığını düşünmek bile istemiyorum canım;p Ayrıca bahsettiğimiz yukarıdaki video oldukça keyifliydi, boş ver sen doktorluk eğitimini, gülmene bak;)
Sevgiler çok.

p.s.: Oyunculuk yapan bir dayım var, figüranlık yapıyordu eskiden. Yaşlandı tabii şimdi, çoooktan bıraktı o işleri. İşte, eskiden anlatırdı bize maceralarını;) Kadir İnanır'ın çok sert ve kibirli, Cüneyt Arkın'ın ise babacan, iyi kalpli ve müşfik olduğunu söylerdi. Bu öyle kalmış aklımda, önemli bir bilgi benim için. Unutmam ve o bilgiyle bakarım her şeye;)

alkım doğan dedi ki...

Gayet eğlenceli bir video, birayla iyi gittiğine eminim! Bence onlar da filmi yaparken çakırkeyiflermiş.
Öte yandan son derece cüretkar bir erotizm denemesi olmuş bence. Sosyologlarımız incelemeli:)

justine dedi ki...

;)
Şimdi, geçenlerde bahsettiğim korku dizisinin bir bölümünü daha bitirdim. Alkım, öyle bir havadayım ki sorma, hemen hemen yatmalıyım! Bu görüntüler bizi öldürecek, sosyologlar ve dahi psikologlar (yok, psikologları çok ciddiye almam, psikiyatristler olsun) hemen işe koyulsunlar, delireceğiz yoksa;)

Sevgiler sana.

Tolga dedi ki...

maço türk erkeklerinin bir kaşı havada patinaj bakışlı hallerini
sevmiyor musun justine:)

ah,bir tuhaf hallerde olacaksınız, tabii, siz romantik türk kadınları:p o bakışlara hanginiz dayanabilirsiniz ki:)

benim artık duş alıp,zencefilli sıcak bişiler içip ders çalışamam gerekiyor.

sevgiyle.
t

pelinpembesi dedi ki...

haahaa:)) hemen arkadaşlarıma paylaştım justine. biz böyle filmleri seyreden ailelerde büyüdük :) mizahımız bu yüzden yüksek. aldığın kitapları , seyrettiğin filmide merak ettim ama..

justine dedi ki...

Hayır, gerçekten o hâlleri sevmiyorum Tolga;p

Sıhhatler olsun, afiyet olsun, iyi çalışmalar ve sevgiler.

justine dedi ki...

Mizah duygunun yüksek olduğunu biliyorum Buketciğim;)

Kitapları bir ara yazarım, film ise geçenlerde vizyonda olan, romantik komedi filmi, Crazy, Stupid, Love.'dı. İdare ederdi, ben pek sevmedim.
Öpüldün, ailene selamlar.

zerka dedi ki...

psikologları ciddiye almayıp psikiyatristleri ciddiye almanın sebebini merak ettim.

justine dedi ki...

Hmmm, yukarıdaki videoya rağmen gülmemen, durumun gerçekten ciddi olduğunu gösteriyor;p
Hayır Zerka, sağlam bir nedenim yok aslında. Öylesine bir laf benim söylediğim. Hatta komik sayılacak bir (ya da iki) sebebim var. Serap'ın yıllar yıllar önce Odtü'de okurken oda arkadaşının psikoloji okuması önemli mesela. Öyle tuhaf bir kızdı ki (ayrıntıları sonra açıklarım sana) bu mu psikolog olup insanların sorunlarını çözecek, rahatlamalarını sağlayacak derdik. Sonra bir de Perihan Mağden faktörü var, psikoloji okumuş o kadın ve ben onu hiç ama hiç sevmem. Nobran, tuhaf ve kötü olduğunu düşünürüm Mağden'in.

Filan falan, komik ve anlamsız sebepler gördüğün gibi.

Şimdi rahatlayabiliriz;)

Sevgiler.

zerka dedi ki...

videoya çok güldüm aslında, işyerinde bakamamıştım da eve gelince açtım, böyle baya sesli sesli güldüm hatta, sonra da düşünsem mi acaba biraz bu garip film kesiti hakkında dedim, ama vazgeçtim sonra, ne düşüncem, gül gitsin dedim:) sonra yorumları okurken, (satır satır okuyorum gözümden kaçmaz yakaladım:)) bu yorum dikkatimi çekti, elbette “psikologlar ciddiye alınmalı bakalım hımm nasıl olur da alınmazmış” diyemem de ne biliyim işte sebebini merak ettim. ben de psikiyatristleri soğuk ve mesefali bulurum da, insanlarla uğraşanların biraz daha sıcak olması gerektiğini düşünürüm. elbette hepsi soğuk ve mesafali değildir de ben öylelerine denk gelmişsem demek ki. aslına bakarsan, psikolog ya da psikiyatrist olabilir, birileri tarafından ruh sağlığımızın incelenip de bir takım tanım ve kategoriler içine yerleştirilmesini doğru bulmuyorum ben en başta. İnsanı anlamak için tanımlar gerekli olabilir ama insanı anlamanın önünde büyük engellerdir de aynı zamanda tanımlar. (vay, baya fiyakalı laflar ettim sanki şu anda:)) neyse uzattım, içini şişirdim de mi?:) bu arada, maden’in yazılarını ben de sevmem, oku oku, hep aynı laf dönüp dolaşıyor gibi gelir bana. neyse, rahatladık artık ya gidebilirim öyleyse:)
sevgiler

justine dedi ki...

Evet Zerkacığım, gülelim gitsin, daha ne olacak ki? Videoyu da sakın seksist mi, yoksa şiddet yanlısı mı, şöyle mi, böyle mi diye inceleme, delirmişler diye düşün yeter bana kalırsa;p
Ve ruh sağlığımızı kimse incelemesin bir zahmet (özellikle soğuk ve mesafeliler;p), sana "şiddetle" katılıyorum ;)

Ancak hazırlanabildim ben, oysa bir avuç şey götüreceğim yanımda. Yavaş mıyım yoksa leyla mıyım anlamadım gitti. Birazdan yatacağım, bakalım yarın nasıl bir gün olacak?

Öpüyorum seni, sevgiler.

zerka dedi ki...

güzel bir gün, keyifli bir yolculuk, harika vakitler diliyorum:)
öptüm ben de. sevgiler.