Cuma, Eylül 28, 2012

i hurt myself today

 (foto şuradan)
(Johnny Cash-Hurt)

Ah, o bildik yaralar... Bloglara doğru düzgün bakamadığımı, bir şey yazamadığımı, selam filan veremediğimi söylemiştim daha önce, uyur gezer hissiyle geziyorum buralarda. Radyoz'yi açıyorum ama, arada tıklayıp sonbahar fotolarına, alıntılarına ve müziklerine dalıyorum. Pek keyifli, dinlendirici bir eylem bu, tavsiye ederim. Bugün benim seçmemi yayınlamış, merak edenler için şurada;

radyoz ve sonbahar 

p.s.: Burayı okuyanlardan küçük bir isteğim olsun; devamlı konuştuklarım, hiç seslenmeden sarı kent'i gezenler, sadece göz atanlar, çok yakınlarım vs. vs, onların da sonbahar şarkı, kitap ve fotolarını merak ediyorum ben. radyoz'ye bir uğrasalar ya, ne hoş olur. (zelda'nın mail adresi;radyo_z@yahoo.com.tr) Küçük şeyler hayatı yaşanır kılıyor, dudak kıvırmayınız efendim.

A, bir de fotoğraf Possession filminden. Ben seyredeli yıllar oldu, Poliş'in (clea) tumblr'ında görünce heyecanlandım yine, çok güzel filmdir çok. Bir seyredin bence, inanılmaz etkili bir oyunculukla karşılaşacaksınız, şok edici, yıpratıcı. Adjani, müthiş bir kadın, bunu bilir, bunu söylerim ben. Öyle.

17 yorum:

Adsız dedi ki...

Justine
Yolladim bak:)

Matias

justine dedi ki...

Gördüm;)
Sevgili Matias, fotoyu radyoz'ye yollasaydın keşke. Hmmm, belki de o sitenin mail adresini bulamamışsındır. Ya da dur, en iyisi sen bana seçtiğin şarkıyı ve kitabı da yaz, ben Zelda'ya ileteyim, olur mu?
Foto harika, eline sağlık.

Sevgiler çok.

zerka dedi ki...

radyo z’nin sonbahar fotoğraflarına, kitaplarına bayıldım, ben de hemen sonbahar fotoğrafları çekmek üzere kendimi fotoğraf makinamla dışarı atacağımdır. üzerimdeki şu ağır havayı dağıtabilirsem. bu mevsim geçişlerinin mi böyle etkileri oluyor insanın üzerinde acaba (hep bir sebep arama gayreti nedense:)) ben de bu sıralar hiç kimseyle konuşmasam, cam kenarında otursam öylece diyorum, biraz da hasta olacak gibiyim, kırıklık, iç sıkıntısı, yorgunluk. ama öyle bir yorgunluk ki nasıl bu kadar yoruldum bilemiyorum, sanki emekliliğine günler kalmış biri kadar yorgunum, hatta günler değil de yıllar olduğunu bildiğimden (sağ kalırsak elbette) ondan daha yorgunum. bir önceki yazında insanlarla görüşmek üzerine, ben nasılım diye sormak üzerine yazmıştın ya hissettiklerimi öyle güzel anlatıyordu ki, böyle uzun uzun bir şeyler yazıp sonra sildim yazdıklarımı, “ben nasılım” diye sormamalı insan kendine, haklısın.

Adsız dedi ki...

buldum bulmasina da kolaya kactim:) bu seferlik boyle olsun diip sarkiya geciyorum; pink martini-tea for two


Matias.

guguk kuşu dedi ki...

kings of convinence sonbahar grubum:)

justine dedi ki...

Canım Zerkacığım, yorumunu gördüğümde sayfan yan sekmede açık, bekliyordu, neyi bekliyorsa artık;) Beynim arka arkaya cümleler kuruyor, çok konuşuyor ama ellerim yazmayı beceremiyor. Toparlayıp yazamıyorum düşündüklerimi.

Umarım hasta olmazsın, dikkat et kendine.
Senin fotoğraflarını seviyorum, radyoz'ye göndermeni merakla bekleyeceğim. En çok seçeceğin şarkıyı merak ediyorum ben, bakalım sonbahar senin kulağına hangi şarkıyı söylüyor. Çok sevgiler.

justine dedi ki...

Matias, şarkı çok güzel, bayıldım. Ben Pink Martini'nin neredeyse bütün şarkılarını severim, son zamanlarda en çok Hey Eugene'i dinliyordum. Kardeşim Poliş tumblr'ında paylaşmıştı, öyle duymuştum onu da.

Benden de sana gelsin o zaman;

Hey Eugene!

Sevgiler.

p.s.: Fotonu ve şarkını Zelda'ya gönderiyorum, teşekkürler.

justine dedi ki...

Sayfanı ziyaret ettiğimde görmüştüm şarkıları Guguk Kuşu, güzel bir seçim;)
Sevgiler.

aglea dedi ki...

aynen öyle sevgili justine,

illâ ki uğrayıp, okumak, hasret gidermek var ama, sessizce. bi selam verip, bir şeyler anlatıp, ya da ne bileyim şaşırmış yaz sıcağından, hem özlenip hem kış habercisi halinden tırstığımız sonbahardan bahsedip şikayet bile edememe, seslenememe var. aman bir yorgunluk var işte justine'cim, ama özlemek de var. ben yaza hemen bir günde neşeyle atlıyorum, ama kışa geçme fikri zorluyor, yoruyor:)

evet radyo z'yi ve güzel sahibini seviyoruz:)

sevgiler çok!

Adsız dedi ki...

sarkı sahaneymis yahu
sanırım bunun uzerinde daha fazla durmam gerekecek
belki buna benzer harika sarkılarını yeni bir dunyayı kesfetmiscesine dilime dolarım:)
tesekkur ederim juss
sevgiyle kal..

matias.

justine dedi ki...

Agleacığım benim, hoşgeldin. Madem ki hepimiz aynı hâldeyiz, üzerimizdeki bulutların dağılmasını bekleyelim öyleyse. Bir de lütfen bu kış, mutsuzluğumuzun kışı olmasın (Steinbeck'e sevgiler;p), bunu dileyelim.

Senin şarkını da (radyoz'ye tabii) bekleyeceğim, unutma sakın.

Çok sevgiler.

justine dedi ki...

Bazen bir şarkı çok şeydir, ya da şöyle; bir şarkı dinleriz ve bütün hayatımız değişir;p (şimdi de Orhan Pamuk'a selamlar gönderelim;))

Rica ederim Matias, iyi geceler.

alkım doğan dedi ki...

justine, bu foto adjani'den çok sana ve anna'ya benziyor! gerçekten öyle geldi bana. nefis bir kare olmuş, resim gibi:)

benim şarkım rachael yamagata'dan "elephants". gerçi her şarkısı olur, çok dinliyorum şu sıralar.

kitap, tarık ali'den "nar ağacının gölgesi."

fotoğrafımı da zelda'ya göndereceğim. nasıl da çalışkan bir öğenciyim görüyorsun:)

*29 eylül dediler, dolunay dediler, bugün tuhaf bir hafiflik var üzerimde. anlamadım bu işi. neyse, daha yarını var, çok konuşmayayım. öptüm çok!

justine dedi ki...

Adjani'yi çok severim, ona benzetilmek hoşuma gider, teşekkürler;) Anna? Arı Kovanının Ruhu'ndaki Ana Torrent? Yoksa Anna Karenina mı? Başım şu an çok kötü Alkımcığım, iki ağrı kesici aldım, sallanıyorum sanki, onun için anlayamadım kusura bakma. Bir de Ana diyen sen olunca hemen aklıma Cria Cuervos filmindeki Ana geliyor. Arı Kovanı'nın Ruhu'nda da Ana idi, bilirsin, hep kendi ismiyle. Seninle çok yapmıştık ya bu filmlerin muhabbetini, oradan aklıma geliyor;)

Resim gibi, değil mi, çok haklısın;p Film de müthiştir Alkım, izlemediysen aklında olsun, seversin eminim.
-----------

Biliyor musun, ilk önce yine Poliş'in tumblr'ından şu fotoyu koyacaktım yazıya, Mavi filminden. Çok güzel bir sahneydi o da, ama Adjani bakışlarıyla öyle etkiledi ki beni, onun dışında başka bir seçim mümkün olmadı.
---------

Of, Rachael ne güzel kızmış, bayıldım;) Şimdi Elephants'ı dinliyorum, sesi çok hoş.

Müzik arası, çok çok kısık sesle Brown Eyes'ı da dinleyeyim.

--------------

Harika.

Fotonu merak ediyorum, şarkını ve kitabından bir alıntıyı da eklemeyi unutma sakın. Çalışkan arkadaşım benim;p

----------
Yarın güzel olsun lütfen, ben de bekliyorum "tam dolunayı".

Çok sevgiler, iyi geceler Alkımcığım.

alkım doğan dedi ki...

Justine, Cria'daki Ana'yı kastetmiştim. Seninle Cria'dan da çok bahsetmiştik. Ana'da da böyle kocaman ve hüzünlü gözleri vardı.
Mavi filminin afişi hep gözümün önündedir benim de. Öğrenci evimizin duvarında asılıydı.

Dolunayı da atlattık sayılır Justine. Güzel bir hafta olsun hepimize:)
Sevgiler.

justine dedi ki...

Dolunayı dün gece (ya da bu sabah) saat altı gibi yakaladım Alkım, neredeyse sabah olmuştu. Balkonda oturup izledim biraz, ve yine düşüncelere daldım gitti -tabii!-;) Güzel bir haftaya çok çok ihtiyacım var benim de. Bakalım.

Sevgiler çok.

Zelda Capulet dedi ki...

sevgili justine,

radyo z'yi sarı kentte her konuk ettiğinde keyifleniyorum. herkesin huzurunda sana bir kez daha şükran diyorum...

ve evet adjani'nin fotoğrafını gördüğümde sen sanmıştım bir an... herşey bir yana bakışlarınızdaki duyguda bir ortaklık var, haberin olsun...