Çarşamba, Haziran 29, 2011

takar mısın, takmaz mısın?

(Liliş, ben ve halka küpe, eskide kalmış bir zamanda poz veriyoruz.)

 

Günün şarkısı bu olsun, günün takısı da halka küpe. Böyle işte.

Neredeyse on bin yıllık gelenek diyorlar, takı ve süs eşyaları için. Kadınlar ve erkekler ilk zamanlar av bereketi ve koruma amaçlı takıp takıştırmışlar, sonra beğenilmeye kadar gitmiş, işin ucu.

Bu iki cümle de günün "ne okuduk, ne öğrendik" bölümü olsun. 

Şimdi nöbete gidiyorum, öpüldünüz.

12 yorum:

Arçil Mağden dedi ki...

fotoğraf güzel, küpe güzel... bilgi de verici:)

seni uğurlarken de müziği açtım. güle güle git, iyi çalışmalar, justine'ciğim.

öpücükler.

justine dedi ki...

Teşekkürler.
Ama ama, tanıyamadım ben sizi;)

(Takarım şimdi ben buna, nöbette yapacak ya da takacak başka bir şey yok ya;p)

Tolga dedi ki...

İki güzel hanım Ezginin Günlüğüyle
çok daha berrak. Size iyi nöbetler
dilerim.

Sevgiyle.
Ahmet

endiseliperi dedi ki...

ay pardon ya, gizmein böyle sonuçlanması hoş olmadı ama, yine kazara isimler karıştı. arçil de benim bilgisayarı kullanıyor ya bu aralar.

kusura bakma.

öpüyorum çok.

justine dedi ki...

Teşekkürler Ahmet, size de çok sevgiler.

justine dedi ki...

Vay Periciğimmiş! Hah ha, Arçil'den kabul ediyorum öyleyse, o yorumu. İyi oldu bu.

Bugün çooooooooooook sıkıntılıyım. Hayır olsun mu? Olsun!

Clea dedi ki...

takı kelimesinin geçtiği yerde clea'nın adının geçmemesi... çok ayıpladım justine, bu şarkıyı dinlemeyeli epey olmuştu, çok güzel canım, çok öpüyorum seni.

justine dedi ki...

Canım Polişka'm! Öyle kötü bir nöbet geçiriyorum ki. Peri'yle geyik yapayım diye biraz oturmuştum kayıt bilgisayarının başına, onun sitesine yorum yazıyordum, veeee tanrı tarafından cezalandırıldım! Valla, gülme sakın;p Bir kalktım bir daha oturamadım. Şimdi de nöbeti böldük, orta bölümü aldım. Öldüm ben, sabah nasıl araba kullanacağım, nasıl park edeceğim(!) (en kötüsü de o iş;)) allah bilir.

Çoook özledim seni, öpüldün.

endiseliperi dedi ki...

justine,
arçil'in bilgisayarı yok ya, akşamları film milm izliyoruz birlikte, hiç özgürce takılamıyorum. şimdi o dışardan yorgun gelince, uyuyor da ben burdayım. gece yine onda olacak:)

umarım sorunsuz eve ulaşıp, dinleniyorsundur. öpüyorum çok.
sevgiler.

justine dedi ki...

Canım Peri, sabah geldim işten. Normal insanlar rahat yaşıyorlarmış, bunu öğrendim bu sabah;) Sekiz gibi evdeydim ve evin önü bomboştu park için. Vayy be dedim, ne rahatlık! Tabii gecenin üçü beşi, sakat saatler, kim sana park yeri bıraksın ki?
Öyle işte. Duş, şu bu derken, dokuz gibi yattım ama ikiye kadar zor uyudum. Yine başım ağrıyor.

Poliş aradı, havadan sudan konuşuyorduk, işini, yeni evini bahsetti, sonra, geçen Peri'nin sitesine baktım, kızım ne çok konuşmuşsunuz öyle, oku oku bitmiyor! dedi şaşkınlıkla;) Bir de yoğun çalışıyor ya o, kız pişman olmuştur açtığına;p Sadece biz konuşmadık ki, çok yorum var orada dedim, ama siz çoooook uzun yazıyorsunuz, bence bir dergi filan çıkarın dedi. Hah ha, hani kafa ütülemeyin der gibi, eee, çıkarılmışı var zaten Poliş, dedim ben de;p

Şimdi bir şeyler yiyeyim, sonra dinleneceğim. Arçil'in bilgisayarı ne zaman yapılıyor, ne zaman alacaksınız?

Çok sarılıyorum sana.

endiseliperi dedi ki...

arçil in ekran kartı bu bilgisayarı aldığımızdan beri sorun çıkardı. fena değil, güçlü bir bilgisayar, her oyuna gelir cinsten;) ama sürekli ekran kartı değiştiriyoruz, tamir ettiriyoruz. ve bize hep ortalama 1 ay süre veriyorlar. bazen daha az sürüyor. ama şu tatil gününde olacak iş değil.

ben sabah erken kalktım bu bahane ile uykumu düzene sokayım, uyumayayım dedim. ama ne okuyabiliyorum ne bir şey izleyebiliyorum. yapmadığım iş kalmadı:) yemekler hazır, ev pırıl pırıl, arçil uyansın diye bekliyorum:)

clea'ya çok selam ve sevgilerimi yolluyorum. dergi çıkarsak kimse okumaz. dergi okuyan mı kaldı, bloglar varken:)

sarılıyorum ben de.

justine dedi ki...

Bilgisayarın mı var, derdin var canım, böyledir bu.
Ben az uyudum ya, gözlerim acıyor sanki. Bir şeyler yedikten sonra kahve yaptım, içtim. Baş ağrım geçti ama çok yorgun, halsiz hissediyorum kendimi.
Çok haklısın bizim çıkarttığımız dergiyi okumayı bırak, bloglardan bile sıkılıyor insan, eee, devir bıkma, depresyon ve kolay tüketme devri.

Fikrimi değiştirdim, iyi ki laptop'ın Arçil'de, benimkini de annem alsa mesela;p Uzanmam gerek koltuğa ama bir şeyler okuyup duruyorum. Yoo yo, bu sefer blog değil!;)

Çok öptüm, canım.

p.s.: Bir önceki cevabım yanlışlarla dolu olmuş, bir de sen kendine diyorsun yanlış filan yazıyorum diye, ben saçmalamışım, cümleler, kelimeler vs. vs. Kusura bakma;)