Çarşamba, Ekim 27, 2010

gözümüz görüyor, kulağımız duyuyor mu?



Şimdi bir program tekrarında rastladım Türkan Albayrak'ın haberine. Şaşırdım, kaç gün olmuş derdini anlatmaya çalışalı, ben duymamışım bile. Duyması gerekenler hiç duymamış. Temizlik işçilerinin nasıl zor şartlarda çalıştıklarını biliyor musunuz? Ben hastanede çalışan temizlik personelinin durumunu çok iyi biliyorum; nasıl deli gibi çalıştırıldıklarını, oturmalarına bile doğru dürüst izin verilmediğini, hor görüldüklerini. Albayrak'ın, olayın nasıl olduğunu anlatan ilk metninde geçen cümle (kendisine söylendiğini iddia ettiği), aynen söylenmiştir, ben inanıyorum. Siz de inanın, "siz kimsiniz çöpçüler, temizlikçiler, kapıya atsam sizi bir sürü işsiz var, sizi işten atarım" , bu ve benzeri cümleler hep söyleniyor, söylenecek. Hatta çoğu kişiye doğal bile geliyor. Sendikalar siyasete (ve iktidara) bağımlı olmaya devam ettikçe, sendikaya kayıtlı olmak, korkulacak (özellikle sol) bir eylem gibi görüldükçe bu cümleler daha da çok duyulacak. Lütfen seslerini duyalım. Duyalım ki, bizim sesimizi de zamanı gelince duyacak birileri olsun.

Nuray Mert bu konuda yazacakmış gündem izin vermemiş;


Ece Temelkuran, uzun uzun bahsetmiş, ellerine sağlık;

2 yorum:

yagmur dedi ki...

Ruhumu besledigim sari kentinden giderken hem merhaba hem gorusmek uzere demek icin durmak istedim.

selamlar ve sevgiler

Yagmur

justine dedi ki...

Yağmur,
merhaba demek için durduğun yer, çektiğin o güzelim gar fotoğrafları olsun o zaman:) Bayıldım! Kalbim orada çünkü. Ben garı çok çok çok severim, çocukluğum orada geçti diyorum hep kendime. Gençliğim, ergenliğim, belki tüm ömrüm, en az gittiğim yer olsa da! Yıllar sonra yine hiç unutulmayacak bir güne ev sahipliği yaptı o güzelim yer. Fotoğraflarını seviyorum, görüşene kadar hoşçakal.