Cuma, Aralık 31, 2010

dün gece eğlenceli bir adamla tanıştım; adı Şvayk!

(Haşek'in kahramanı Aslan Asker Şvayk)

Dün gece çok geç saatte girdim yine yatağa, hemen uyusam iyi olurdu ama hayır, ben onunla tanışmalıydım. Sıkıntılı, huzursuz ve yoğun geçen bir yılın ardından, yeni yıla eğlenceli bir kitapla başlamak istedim. Komik bir düşünce belki, fakat şöyle İgnatius gibi, Huvat gibi, Oblomov filan gibi bir karakterle tanışmak istiyordum.  Aklımda başka romanlar varken nöbete giderken çantama Haşek'in Aslan Asker Şvayk kitabını attım. İşimi bitirdim, bir kahve yaptım kendime, o gürültünün arasında kendime bir yol bulacaktım, sakin bir köşe. Ama ne oldu dersiniz, romanın ikinci cildini almışım yanıma. Sabahın köründe, uykusuz işe gidersen böyle olur tabii. Neyse, dün sabaha karşı başladım okumaya. Daha başındayım romanın ama şimdiden çok ısındım Şvayk'a. Celâl Üster'in çevirisi akıcı ve önsözü çok güzel (ki ben önsözleri sevmem!). Biraz fazla dipnot kullanmış ve bunun nedenini açıklamış fakat yine de bazı bilgiler gereksiz geldi bana. Sarayevo'nun bizde Saraybosna olarak bilindiğinin söylenmesi ne kadar gerekli ben anlamadım. Dipnot okumayı kesintiye uğratıyor ve romanda (kendisinin de belirttiği gibi) pek bir işlevi yok bence. Her neyse, olan olmuş, çok güzel bir okuma serüveni beni bekliyor, oyalanmamalıyım:)

A, unutmadan herkese iyi yıllar! Lilişka, linkteki şarkıyı seçti, hediye o olsun öyleyse;

10 yorum:

Adsız dedi ki...

İki gün gezdirdim çantamda da , birkaç satır bile okuyamadan kitaptan, uzun bir sıradaki yerine yine koymuştum kitabı birkaç gün önce. Rastlantı işte. sanırım sırasını daha önlere alacak bir rastlantı. Teşekkürler.
Karşılığında birkaç satır şiir hediye etmeye çalışayım;

çakıl taşları içinde metal iki çizgi
paralel
küflü vagonların altından uzuyor
yere yatmış uçsuz merdiven
kirli sarı bir gar taşıyor kıyısında
oyundan atılmış çocuk
uzun uzun izliyor bu taşra resmini.

Salih Mercanoğlu, Ara İstasyon, Yom Yayınları, 2004

justine dedi ki...

Adsız, bir şey değil tabii, asıl Haşek'e teşekkür etmeliyiz sanırım:p

Taşra tuhaftır benim için. Şiire takılmadan edemedim, güzel.

Sevgiler.

Clea dedi ki...

yeni yıla mizah yönü kuvvetli bir kitapla girdin, bence çok iyi seçim canım. ve yeni yılın kutlu olsun tabii, sana bol bol aşk, şans, sağlık, mutluluk getirsin!

Adsız dedi ki...

"Taşra tuhaftır benim için.."

Nurdan Gürbilek’in, Taşra Sıkıntısı adlı makalesinde hoş bir betimleme var taşra ile ilgili;

“Çocukluğumdan tanıdığım bir sıkıntı bu. Yalnızca çocukluğum taşrada geçtiği için değil, çocukluğun kendisi bir taşra olduğu için.” S.56

Nurdan Gürbilek, Yer Değiştiren Gölge, Metis Yayınları

justine dedi ki...

Adsız,
herkesin çocukluğu taşra mıdır acaba, gerçekten bilmiyorum. Geriye dönüşler, ıssızlık, silik görüntüler yeterli midir? Benim için karışık bu durumlar, yazarlar paketleyip geçiyor ama ben düşünüyorum.

Neden isminiz yok sizin yahu?:)

Adsız dedi ki...

İsmim; mehmet
Alttaki yorum yapma seçeneklerinden en çok "Adsız" seçeneği bana tanıdık geldiğinden sanırım.

Sarı Kent'ten birkaç haftadır "kıyıdan, köşeden" bir şeyler okuyorum. samimi ve içten bir anlatımınız var.
Selamlarımla.

justine dedi ki...

Mehmet, şimdi daha iyi oldu işte:)

Teşekkürler ve sevgiler.

justine dedi ki...

Teşekkürler Poliş, umarım senin de tüm dileklerin gerçekleşir bu yıl ve her zaman.

Yeni yıla eğlenceli bir kitapla girdim girmesine de, daha sonra elime kitabı alamadım bir türlü, buna ne dersin?:)

Çok sarıldım.

Adsız dedi ki...

Merhaba,yazı pek önce yazılmış ama Svayk için George Grosz'un Hintergrund çizimlerine bakmanızı öneririm.
http://50watts.com/#Hintergrund

justine dedi ki...

Çok teşekkür ederim, yazıyı çok önce yazmış olsam da bloğa devamlı bakıyorum, yaşayan bir yer olması için uğraşıyorum buranın;)

Tekrar teşekkür ederim, bu güzel ve ilginç çizimleri başkaları da görsün diye paylaştım bile;

https://twitter.com/justineboheme/status/278114406137749504