"Ve ötede; ve ötede ne var senin kendinden başka, ne var insandan başka?"
Saint-John Perse (Yüz:1981/m. Eroğlu)
Size bir şey anlatayım; Vuslat'la konuşurken aklıma geldi, hoş hep aklımda ya, arada unutuluyor tabii. Bir gün bir rüya görmüştüm, çok oldu, garip bir rüyaydı geçelim onu. Kalıp üzerinde konuşacağımız yer, rüyadan sonra olanlar, ben bu rüyayı C.'ye anlattım, o rüyaları kontrol etmekten bahsetti. Mutlak bir kontrolden bahsetmiyordu şüphesiz, bir simülasyon programı gibi, farklı açıdan tanrılaşmayı anlatıyordu. Rüyaların şuur hâlinin dışında yeni bir dil kurması ve bunun tüm mantık kurallarının dışında gelişmesiydi takıldığımız mesele. Ben bu dile inanıyorum, o ise "belki" kontrole.
Poe, "is all that we see or seem. but a dream within a dream?" demiş. Sabah kalkıp, çok uzakta denizin önünü kapayan hastane binasına bakarken hep bunu düşünüyorum. Bütün bu gözlerime dolan görüntüler, sesler ya ayrı bir dünya yaratıyorsa?
Gute Nacht, müthiş bir lied. Şimdi domates soslu penne makarna yaparken onu dinleyeceğim. Şöyle bir şeyler söylüyor;
"...
rüyalarından alıkoymayacağım seni,
çok yazık olurdu bu,
duymayacaksın ayak seslerimi
yumuşakça, yumuşakça kapayacağım kapıyı
..."
3 yorum:
Eğer kontrol edebilseydik, uyanmak ister miydik? Kendi evrenlerimizin tanrıları olarak biçimlendirdiğimiz ufuklarımızda ölüme ne kadar da hayran kalırdık değil mi? Çelişki ve çatışmanın, büyüme ve üremenin, acının ve dolayısı ile mutluluğun olmadığı o dondurulmuş alt, bazal dünyada bu biçimiyle tanrılaşmak aslında bir biçimi ile ölmek değil midir? Tanrının varlığını tartışır dururuz hep. Onun ölü olduğunu ise bir türlü görmek istemez gözlerimiz. Ama bak işte kim kontrol edebildiği o evrene gerçekten yaşamı sığdırabilir. Mesela mutlu olabilmek için gerekli acıyı ya da tersinden sırf acı için gerekli mutluluğu rüyalarımıza katmaya cesaret edebilir miyiz? Yarım kalmaya, tamamlanma hissine ve doğrudan umuda giden yolu kendi rüyalarımıza sığdırabilecek miyiz? Sanmıyorum. Rüyalarımızı kontrol edebilseydik Tanrıydık. Tanrı olduğumuz andan itibaren ise heybetli bir ölü… Ben rüyaları mevcut hali ile seviyorum. Çatışkı ve çelişkileri kontrolümüz dışında gelişen, hayata bir yanıyla sıkı sıkıya bağlı Tanrısız ve Dinsiz…
Sevgiyle…
Not: Müzik harika…
Eline sağlık Vuslat, ne güzel yazmışsın. Ben ise rüyalardan "azıcık" korkuyorum;)
-Hangi müziği beğendin, operayı mı (lied), yoksa fotonun altına koyduğum şarkıyı mı? İkisi de hoş ya, neyse, merak işte.
Sevgiler çok.
Lied
Yorum Gönder