"...
Çiçek. Çiçek satıcılığıyla başlamışım serüvenlerime. İplere
dizili çiçekler ve çocuklar, gül kurusu. Ama nasıl da
büyülüymüşüm o zamanlar, bir pericik yüzünden
bakılamazmış. Boş arsaları vardır yaz gecelerinde hafifsi
malta hummalarının. Kış gecelerinde de sonsuz beberuhili
sanrıların haberleri. Sonra taştan geçit. Elli yaşlarında bir
cadının çekmecesinde yaşıyorum, çivilenmiş. -Gerçekten,
yaşıyor muyum acaba? Mevsimin ne olduğu bilinmiyor ve ben pek üşüyorum. Gibi U.
dizili çiçekler ve çocuklar, gül kurusu. Ama nasıl da
büyülüymüşüm o zamanlar, bir pericik yüzünden
bakılamazmış. Boş arsaları vardır yaz gecelerinde hafifsi
malta hummalarının. Kış gecelerinde de sonsuz beberuhili
sanrıların haberleri. Sonra taştan geçit. Elli yaşlarında bir
cadının çekmecesinde yaşıyorum, çivilenmiş. -Gerçekten,
yaşıyor muyum acaba? Mevsimin ne olduğu bilinmiyor ve ben pek üşüyorum. Gibi U.
..."
e. Ayhan/Bir Fotoğrafın Arabı
Bugün, kahvaltıda ve alışveriş merkezine gidene kadar ifadesiz olan yüzüm yukarıdaki sümbülü ve diğer çiçekleri görünce bir şeye benzedi. Çocuk gibi gülümsedim, "a, sümbüller ne güzel!" diye seslendim bir de. Yüksek sesle, kendime. Niye sevindim bilmiyorum. Neo'nun "birdenbire sümbül" yazısını ve -aslında özellikle- o güzel başlığı okuduğumda duyduğum histi yaşadığım. Birdenbire sevinç. Her şey güzel olsun tanrım, her şey güzel olsun. Sessiz dualar geçiyor içimden, durduğu yeri siliyorum. Ve bazı anları siliyorum, kayıp. Çok uykum geliyor bu günlerde, hayır uyumuyorum. Uykuyu itiyorum, kötü rüyalar görüyorum. Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Gibi sevinç.
Ben Ece'nin bu şiirine deli olurum.
10 yorum:
canım.
neşe lazım hepimize, hiç kalmadı şu ara bende de, hiç. cumartesi sinemadan eve dönerken, sümbül aldım ben de akşam pazarı diye satan tombulca bir teyzeden. eve elinde taze çiçekle dönmek gibisi yok, hemen havaya soktu beni :) nasıl karanlık, sisli puslu bir akşamüstüydü, odaları yutmuş gibiydi kış. ama irice bir su bardağına koydum dört minik sümbül demetini (üçü mor, biri pembeydi) ve hoop! sarı bir abajur etkisi yaptı odada. kokusu da evi doldurdu hemen, dışardaki soğuğa inat bir şenlik havası esti mi sana!
ikinizi de kucaklıyorum.
heyyy, ama biz kış gecelerini çok sevmez miyiz? ölesiye romantikiz, bir çiçeğe bile gülümseriz. hoohoo.
Neo,
aslında benim sıkıntımın nedeni kış değil. Tamam, soğuk, şu, bu can sıkıyor ama kışı severim ben. Kışın doğmuşum, alışığım ayrıca:) Bütün suçu kışa atmayayım dedim, ondan bu açıklamam.
Ve çiçekler harikadır!
Ben de sana sarıldım, sevgiler.
Şenay,
n'aber?:)
Sümbül ve nergis kokuları... Çok severim ikisini de çocukluğumu hatırlatırlar bana... Hatta şu an adları bile hatırlatmaya yetti... Ki ne zamandır koklamıyordum ve görmüyordum onları...
Çocukluğumun geçtiği sokaklarda -şimdi hatırlamıyorum mevsimini (sahi ne zaman çıkar onlar?)- ellerinde sümbül ve nergisle satıcılar dolaşırlardı annem alır, koyardı vazoya. Ev mis gibi kokuyla dolardı ve bayılırdım kokularına. Geçmezse içimdeki istek yarın arayayım...
Senin deyişinle "sevgiler çok"
iyiyim, havalar beni iyi ediyor. herkes iyi olsun ve birbirlerine güzel şeyler versinler.
Londoner,
ev mis gibi kokuyla doluyor dediğin gibi. Bir küçük sümbül, nasıl şiddetli koku yayıyor, inanılmaz. İlk önce mutfak tezgahına koydum, mutfağı güzelleştirdi sonra salona, sonra diğer odalara. Küçücük bir sümbülün etinden sütünden faydalanıyorum kısaca:)
Acaba buldun mu bugün?
Benim deyişimle, çok sevgiler:)
(bak, sıra değişti bu sefer:p)
O kadar iyilik de bayar, Şenaycığım:) Sen iyi ol yeter, benim için.
Sarıldım.
Aslında canım bugün hiç evden (aslında yataktan:) çıkmak istemedi. Dün Leicester'a gittim, arkadaşların aklına uyarak. Aslında keyifli bir gündü. Dün gecede çok bir şey hissetmedim, iyiydim. Nasıl olduysa sabah bir baş ağrısı, yorgunluk hissi. Arabayı da ben kullanmadım ama yorulmuşum işte...
Artık yarına...
Mutluluklar çok...:)
Yorum Gönder