Cumartesi, Ocak 15, 2011

kış uykusu

(Onorato Toso-Staglieno Cemetery, Genova, Italy)


"...
Kış. Ve işte her şey ilk kez başlıyor sanki.
Ağarmış uzaklıklarına doğru kasımın
Uzaklaşıyor aksöğütler
Değneksiz ve rehbersiz körler gibi
..."
Boris Pasternak/Kış Şiiri 

Bir Rus için kolay tabii, kış hakkında sevimli, sıcak şiirler yazmak. Güzelleme filan da yapabilir elbette, olay olmaz, bildiğin vaka-i adiye. Aslında kış sorunlu bir mevsim, arıza. Ben Aralık kadınıyım, kışı bilirim. Severim de üstelik, romantiğim ya:p Oysa hep üzüyor bu mevsim, şekli nasıl olursa olsun, acıtıyor. Yıllar önce bir gün nöbetten gelirken, sabahın köründe bankanın köşesinde yatan evsizleri görmüştüm, yazdı, üzerine bir örtü alsan ısınmaya yetecek kadar sıcaktı. Kışın bu bile sorun yaratır demiştim. Bu bile! Elbette "tinsel" sorunlar daha anlamlıydı, diğerini sadece görünce fark etmiştim. Ne çocukluk. Her neyse, kış "beyaz geceler" yaşamıyorsanız eğer problem yaratır. Sıcak şarap, kahve ve fırında kestane eşliğinde Bergman filmleri izlemek hızla geçen bir kurgu, aldanmayın. Ben, Gerede'de geçirdiğim kocaman, sopsoğuk ve beyaz üç yılı tamamen unutsam bile, kış mevsiminin yaşattığı mutsuzluğu unutamam. Bir süre barışmayacağım kendisiyle, bakalım ne olacak?

Kış uykusuna yatsam. Benim uykuyla garip bir ilişkim vardır, uykuya ne kadar geç gidersem o kadar iyidir. Ve bildiniz, kalkmak hep zordur! Bu kış sadece uyumak istiyorum. Yaz gelince uyanırım artık, o sıra Merkür de ne kadar gerileyecekse gerilesin bir zahmet. Uğursuzluğuyla bıktırdı arkadaş:p

(Bakın kışın ne zor şartlarda kitap okunuyor, oysa yaz öyle mi hiç!? Bir de yukarıdaki heykeli çok beğeniyorum ben, onun için tekrar tekrar koyuyorum bloğa, biraz anlayış:p)

p.s.: Diğer fotonun (benim fotoğrafın yanındaki) linkini vermeyi unutmuşum. Buradan, çeşit çeşit okuyan kadın fotoğraflarına ulaşabilirsiniz. Zamanında ekşi'ye de link vermiştim. İlginç bir site.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Okudum, iman ettim canım. Öyle doğru bir yazı. Merkür olayını pek takmamıştım. Bugün öğrendim ki kötücül günler ve yanlışlar o günlere rastlamışlar. Ne tesadüf! Steinbeck'den okuduğum kış dışında, bu mevsime dair hafızam eriyen kar, estiği anda unutulan rüzgar gibi. O bile mutsuzluğun kışıydı işte!
Serap

endiseliperi dedi ki...

merhaba! merhaba!
justine, ne tatlı müzik, ne büyüleyici bir heykel, sen de ne tatlısın!:)

kış, fikir olarak iyidir. çalışırsın. bilim filan kışın ilerlemiştir büyük ihtimal, yaz sıcağında beyin sulanmamıştır çünkü. kış, ciddidir, öyle lafı ağzında gevelemezsin, neyse ne. kitap, en güzel kışın okunur, sana diyeyim. perdeleri çeker, yanındaki ışığı yakar, çayını alır, okur, hayallere dalarsın. sever miyim? konforlu koşullarda severim. ama ben, aç kalmayacağım, diye yemin edenlerden değil, asla üşümeyeceğim diyenlerdenim. nefret ediyorum üşümekten, asabımı bozuyor. geçen kış öyle üşümüştüm ki bu evde justine. benim oda büyük, ev de biliyorsun işte, yalıtımı filan yapılmamış, o soğuklarda ev, içinde ben zangır zangır titredik. bu kış, arçil'in küçük odasında yaşıyoruz. kalorifer açık, bir de şu elektrikli sobayı koyduk kocaman, onu da açıyorum zaman zaman, hiç üşümüyorum. sobalı ev gibi işte, mutfağa giderken üstüme bir kazak ve polar sabahlığımı geçiriyorum, düşün. benim kadar baharı bekleyen var mıdır, bilmem. çok sıradan ama, baharı seviyorum en çok. şubat da geçince bence bahar, martı atlatırız bir şekilde. yazın yine sefil oluyorum, justine. ben çabuk halsizleşirim, yazın yok oluyorum nerdeyse. ama kıştan iyidir yine de. incecik bir elbise ile yaşar gidersin. hmmm... bu yorum ne kadar sıkıcı. çünkü çok sıkıcıyım bugün. halim yok, yataktan hiç çıkmak istemedim.

hastalar nasıl oldu? umarım çabuk iyileşirler. serap, abla mı? ne çok seviliyorsun justine... herkes seni ne çok seviyor tatlı justine.

kendime geleyim ben bir
mız, mız, mız
öpüyorum çok.
kocaman sevgiler.
(dün dışardaydım, pijamacıların vitrinlerine bakarken yakaladım kendimi. düz renk bir tane pijama yok, dediğin gibi. hayret.)

justine dedi ki...

Canım adsızcığım, şekerim,
kış bize hep fena mı vuruyor ne!?
Hadi yaz gelsin, Lily'yi de alıp yüzmeye gidelim, ne dersin?:p
(Lily'nin "ne dersin"leri gibi tatlı olmadı ama hoş gör artık:))
Sarıldım canım.

justine dedi ki...

Peri canım, yine nöbetçiyim ben!
İyi başlamıştı nöbet, şimdi yoğunlaştı. Kısa keseyim, fırsat bulursam sonra devam ederim olur mu?
Yataktan çıkma canım sen, çünkü header fotosu çok güzel, baksana!
Bayıldım gerçekten, keşke benim yazıma konu mankeni olsaymışsın:p

Serap ablam, evet. Hastalar iyileşmiyorlar, hayır. Ben sana kışı anlatsam bir "of!" çekersin, nokta:)

Sarıldım, öptüm. Senin sayfana uğrayabilirsem bugün, orada görüşürüz.

şenay izne ayrıldı dedi ki...

hiiii, ekşisözlük yazarı mısınız? heyecanlandım biraz. bilmem ki.

justine dedi ki...

Sorma Şenay, aklıma geldikçe beni de bir heyecan basıyor, yataktan fırlayarak kalkıyorum, kalbim çarpıyor filan. Hem bak, sizi daha nasıl heyecanlandıracağım!

Buyurun;
bkz; ekşi sözlük (şenay izne ayrıldı)

p.s.: Size yolladığım yorumları ayrı bir sansür ya da denetim mekanizmasına mı sokuyorsunuz, deniyorum deniyorum olmuyor, artık yorum gönderemiyorum.

Clea dedi ki...

kış fakirleri pek sevmez, değil mi justine canım. yoksa güzeldir tabii, bir de biz kışı karsız geçiren bir şehirdeyiz! kış uykusu kulağa çok iyi geliyor, ne güzel olurdu. fotoğraf ve fotoğrafının yanyana gelmesi harika olmuş. diyorum ki, kitaplarınızı evlerinizde okuyun kızlar! zatürre ya da güneş çarpması, ne olur ne olmaz:)

şenay izne ayrıldı dedi ki...

hiii, bu gerçek mi? kendimi bir şey sanmaya başladım.
hamiş 1: yorumlarla ilgili bir şey yapmadım, tekrar kontrol ederim.
hamiş 2 : çok teşekkür ederim, beğeniniz için.

yagmur dedi ki...

En guzel kitap, kısın okunandır(bak sen bana :P)

Hem Justine,
guzel ilhamlar veriyor fotograflar ve yazin.

Sevgiler

Yagmur