(Dianne Reeves - Solitude)
"Tanrılar vurmadılar açığa başlangıçta,
Her şeyi bize; ama zaman içinde,
Araştırmakla öğrenebiliriz, ve biliriz şeyleri daha iyi..."*
Sıkıntılı günler geçirdim. Bir yoruma yazdığım cevapta söylediğim gibi birkaç gün önce doktorum aradı, eh iyi haberler vermedi tabii. Kim duymuş, bir doktor arayacak ve güzel haberler verecek, hiç sanmam. Bu yaşıma kadar duymadım ya da. Neyse, ultrason filan, şimdi biraz daha rahatım ama çok beklemeden doktorumu bir ziyaret etmem lazımmış, gideceğim bakalım. Ben hep sağlıklıyım diye geçinirim, şimdi de bir şey çıkmadı ultrason sonuçlarından, temiz bir rapordu benim okuduğum ve radyoloğun söylediği, ama hep bir "acaba" vardır, bilirsiniz.
Her neyse, şu an gayet iyiyim. Bu can sıkıcı günlerde -ultrason çektirip, hiçbir sorun olmadığını öğrendiğim gibi- brüksel lahanasını bile yaptım, gayet güzel oldu üstelik. Polişka haklıymış, çok hoş bir tarif. Cafe Fernando sitesinin yazarı tarif konusunda çok önemli bir uyarı yapmış, siz de o tarifi yapacaksanız dikkat edin limon miktarına, ben onun dediği gibi fazla limon suyu kattım ve çok lezzetli oldu, krema baymadı böylelikle.
Kafam ne çok karışık, birden yemek tarifine geçtim;) Kısa keseceğim bu gece, yatağa gideyim şimdi, sonra uzun uzun yazar, konuşuruz.
Bu sıkıntılı zamanlarımda, mail atıp, mektuplarla halimi hatrımı soran herkese bir kez daha teşekkürler. Zaten ağlayıp duruyordum kendi kendime, beni daha da ağlattınız, sağolun;p
İyi geceler olsun, hadi.
p.s.: Pissarro'nun harika bir resmini koyacaktım bu yazıya, ama baktım Dianne Reeves'in şarkısı ve o, çok çok hüzünlü bir fon olacak, "boş ver gülen bir foto hafifletir her şeyi" dedim, böyleyken böyle oldu. Siz yine de o güzel resme bakmak isterseniz şuraya buyurun. A, bir de Yourcenar'a devam ediyorum ben, Mişima ya da Boşluk Algısı'na. Bunu neden söyledim şimdi, çünkü kitaba bakıp bakıp kendime gülüyorum, ondan. Bu kitaba başlayışım ve kötü haberler nasıl da denk geldi, bayıldım tanrının işine. Şakacı evet.
----------------
*Xenophanes'in dizeleri, The Logic of the Social Sciences kitabında geçiyormuş. Ben Cogito'nun Adorno özel sayısında okudum. Sonra da "acaba!" dedim tabii;)
Her neyse, şu an gayet iyiyim. Bu can sıkıcı günlerde -ultrason çektirip, hiçbir sorun olmadığını öğrendiğim gibi- brüksel lahanasını bile yaptım, gayet güzel oldu üstelik. Polişka haklıymış, çok hoş bir tarif. Cafe Fernando sitesinin yazarı tarif konusunda çok önemli bir uyarı yapmış, siz de o tarifi yapacaksanız dikkat edin limon miktarına, ben onun dediği gibi fazla limon suyu kattım ve çok lezzetli oldu, krema baymadı böylelikle.
Kafam ne çok karışık, birden yemek tarifine geçtim;) Kısa keseceğim bu gece, yatağa gideyim şimdi, sonra uzun uzun yazar, konuşuruz.
Bu sıkıntılı zamanlarımda, mail atıp, mektuplarla halimi hatrımı soran herkese bir kez daha teşekkürler. Zaten ağlayıp duruyordum kendi kendime, beni daha da ağlattınız, sağolun;p
İyi geceler olsun, hadi.
p.s.: Pissarro'nun harika bir resmini koyacaktım bu yazıya, ama baktım Dianne Reeves'in şarkısı ve o, çok çok hüzünlü bir fon olacak, "boş ver gülen bir foto hafifletir her şeyi" dedim, böyleyken böyle oldu. Siz yine de o güzel resme bakmak isterseniz şuraya buyurun. A, bir de Yourcenar'a devam ediyorum ben, Mişima ya da Boşluk Algısı'na. Bunu neden söyledim şimdi, çünkü kitaba bakıp bakıp kendime gülüyorum, ondan. Bu kitaba başlayışım ve kötü haberler nasıl da denk geldi, bayıldım tanrının işine. Şakacı evet.
----------------
*Xenophanes'in dizeleri, The Logic of the Social Sciences kitabında geçiyormuş. Ben Cogito'nun Adorno özel sayısında okudum. Sonra da "acaba!" dedim tabii;)
13 yorum:
Çok geçmiş olsun Justine. Ben genel anlamda hep sıkıntılı olduğun için sağlığınla ilgili bir durum olabileceğini düşünmemiştim. Umarım her şey kısa zamanda düzelir ve beklediğin iyi haberler alırsın. Senin için dua ediyor olacağım ama sen de et...
Sağol TheSaint, bak gözlerin üzerimde olmayınca bir azizin ilgi eksikliğini hissediyor bu zavallı vücut, ve hasta oluyor;p
Genel anlamda sıkıntılı değilim ben, yahu, hep böyle söylüyorsun, beni delirtmeye çalışıyorsun, biliyorum!;))
Dua işini biraz sinirlendiğim için askıya almıştım, hatırlattığın iyi oldu, edeceğim tamam;)
Çok teşekkürler TheSaint, sevgiler.
p.s.: Bugün nöbetçi değilim, Aglea'ya da söyleyecektim unutmuşum. (iyi nöbetler dilemişti, sağolsun.) Burayı okursa o da duysun o zaman; sıkıntı filan yok bir-iki gün ve ben film seyredip keyif çatacağım. Umarım.
Sıkıntı yok!;p
Gözler hep burada Justine...Bazen edebi metinler ağır geliyor :) yorum yapmıyorum.
Sıkıntılı derken hep yağmur yağacakmış gibi senin oralar...yağmur bulutları eksik olmuyor :) ama yağmur berekettir.
Dua inananların en büyük dayanağıdır. (Bence :)
tamam duydum, çok sevindim. geçmiş olsun yeniden ve keyfin bol olsun:)
bir de, ne zamandır diyeceğim, alkım'ın orada bahsettiğin innocence'yi izledim ben. öyle huzurlu, masal gibi görüntülerin müthiş eleştirel ve sert satır araları saklamasına hayran kaldım justine. çok güzeldi. o büyülü gibi orman, o masumiyet ne çok isyan saklamış, hem de hiç irrite etmeden, estetikten kaybetmeden. yönetmen hanım halâ gaspar'da mı bilmem ama, bence şahane bir çift olmuşlar:)
Hiç hoş olmamış. Halbuki ne güzel bol limonlu şeyler yiyorsun, sağlıklı besleniyorsun. Sonuçlar temiz çıkmış ama sorun yok değil mi?
Geçsin hemen. Çok seviyoruz seni.
Evet TheSaint, yağmur sıkıntı filan değil, basbayağı berekettir, yağsın hep, sorun yok;)
Dua, öyle. Bazen, kendimi avutuyorum, muhatabım; kör, sağır, bildiğin duvar gibi geliyor ama olsun.
Çok sevgiler, hoşçakal.
heyyy, asmalı konak'ta bahar "hasta olmaktan nefret ederim" demişti. ondan apartarak "hasta olunmasından nefret ederim". iyi olman mükemmel.
hamiş : şarkı iyi değil, resim iyi.
Aglea, sıkıntı yok mu demiştim ben!? Var tabii, olmaz mı hiç? Denizde kum, Justine'de sıkıntı;p Biraz önce mutfak alışverişine çıktım ve çok istediğim taze fasulyeyi hiçbir yerde bulamadım. Tabii, havalar ayaz, buz gibi, fasulye ne yapsın bu soğuklarda, durumu anlıyorum ama, ne bileyim sebze yemek istiyordum bu akşam.
....
A ha, ben böyle bitirmem bu konuyu bittabi, ıspanak aldım;) Birazdan kalkıp pişireceğim. Salon sıcacık, soğuk mutfağa gitmeye üşeniyorum... Hmmm, neyse gidilir, giderim. Annem duysa hiç sıkılmadan üşenenin çocuğu olmazmış, derdi, eh anne çocuk yapmıyorum zaten, derdim ben de. Bir çeşit totoloji işte;p
Yönetmen hanım hâlâ Gaspar'da mı demişsin ya, çok hoşuma gitti o cümle, güldüm. Biraz araştırdım şimdi, boşanmamışlar, ama ben kız tarafıyım sanırım, Gaspar birazcık nobran bir tip gibi geliyor bana, bilemem tabii;)
Filmi ben çok beğenmiştim Aglea, epey oldu izleyeli. Dur bakayım, kaç vermişim puan olarak? A, 9 vermişim, nasıl bir coşkuyla izlediysem, ben de merak ettim şimdi. (puanlamam biraz kıttır;p) Şaka bir yana, çocukların ergenliğe geçişinin yoğun bir sembolizmle anlatılması hoşuma gitmişti benim. Ki varı yoğu sembolizm kullanarak anlatmalarını sevmem filmlerde, bir tek Bunuel'e yakıştırıyorum o anlatımı. Bu filmde her şey çok yerinde ve güzeldi. Dediğin gibi; sakin, huzurlu, masal gibi, ve aslında çok sert.
Sevgiler, iyi akşamlar.
Değil mi ama Atzeciğim, bol bol da limon yiyorum oysa, bu hastalıklar nereden çıkıyor öyleyse?;p
İşin gerçeği, ben sağlıklı beslenmiyorum Atze, ama tüm bu olanların sağlıklı beslenmekle ilgisi olduğunu sanmıyorum. Başka başka şeyler var. Bu hafta bir görüşeyim de, geçer tabii, niye geçmesin?
Ben de seni seviyorum canım, çok sarılıyorum bir de, iyi niyetin için sağol, sevgiler.
Asmalı Konak'taki Bahar'dan da, kocasından da, asmadan ve hatta konaktan da ayrı ayrı nefret ederdim Şenaycığım, ama bize bir şey olmasın tabii;p
Teşekkür ederim, öpüyorum seni, hoşçakal.
p.s.: I ıh, şarkı harika, resim idare eder;)
justine, hastalğının grip gibi bir şey olduğunu sanıyordum. ama ultrason vb. deyince önemli değildir umarım. sonuçlar iyi mi? ben zaten hastalık hastasıyım, her yıl ultrason,mr, endoskopi...doludur, ama senin yine de neşen yerinde buna sevindim.
ne günler geçirdik o mutfakta; gülüşmeler, sıkılmalar, müzikle keyifli yemek yapmalar, zorla istemeyerek yemek yapmalar, balkonunda çay keyfi, viledayla su basmasını temizleme eziyeti... birlikte olunca güzel oluyor:) canım benim, dört gözle bekliyorum gelmeni, burada kar var hem, alışık değiliz ya, çok çok güzel geliyor.
hamiş:kış günü taze fasulye de nereden çıktı kuzum?
Buketciğim, iyi olmaya çalışıyoruz işte, bilirsin. Doktorumla görüşeceğim bu hafta, sonuçlar fena değil, evet. Teşekkürler, çok sevgiler.
--------------
Polişka, şimdi seyrettiğim film bitti. Ne geveze bir filmdi yahu! Umarım ben geldiğimde de kar yağışı devam eder, bu akşam C.'ye de söyledim; madem soğuğunu çekeceğim, bari görüntüsü güzel olsun;) Ve fasulyeyi rüyamda gördüm, desem...;p
Çok sarıldım, iyi geceler.
Yorum Gönder