(sanırım geçen yazdan bu foto; urla'da deniz ve bira kaçamağı)
Hep bekleriz, beklenir de, bu sefer sanki çoook uzun sürdü. Tatil gelsin diye gözlerim takvimde, kalbim tetikte(!) (bunu bir ara açıklarım size, şimdi hiç gücüm yok) büyük bir sabırsızlıkla bekledim, gelmek bilmedi. Şimdi uykuda gibiyim, yarın yolculuğa çıkacak kişi ben değilmişim gibi geliyor, yorgunum, kitabım bir türlü bitmedi(!) ve kafam çok karışık. Beckett'a küsüm, ya da o bana fena kazık attı Murphy ile, aramız bozuldu. Kitabın son bölümünde kaldım, bıraktım. Sadece birkaç sayfası kaldı ama usandım. Bir iki yerde beni tam on ikiden vursa da, Murphy'yi sevmedim. Her neyse kitap hakkında konuşmayı sonraya bırakayım, onun için oturmadım bilgisayar başına. Tatile gidiş notu yazayım yeter. Basit plan şu; her şey yolunda giderse, İstanbul'da kısa bir süre kalacağım, Liliş'in kardeşini bekliyoruz. Sonra deniz, sonra tekrar İstanbul. Bakalım, bakalım.
-Yukarıya koyduğum müzik Asiaminör grubundan, ben onları yirmili yaşlarımda çok fazla dinlerdim. Canlı dinleme fırsatına da erişmiştim, gayet keyifli müzik yapıyorlar, daha önce dinlemediyseniz bakın bir.
-Tatil için bavul hazırlamak beter iş, ama hangi kitabı okuyacağına karar vermek çok eğlenceli. Kitapların önünde keyifli, saçma sapan konuşmalar yaptım kendimle. -Hmmm, aşk kitabı okumak istiyorum bu defa. -Peki ne olsun, ne okusam? -Bronte Kardeşler!, Jane Eyre? -I ıh, ezberledim. -Uğultulu Tepeler? -Yok, bayıyormuş. -Hah, Jane Austen okusam? -Nefis olur!
-Ve ilginçtir, kendimle yaptığım bu şapşik sohbet onca kitap arasında olmayan kitabı keşfetmemle son bulur. Peki, aşk kitabı hevesi ne olacak? (hayır, her kitap olmaz, püraşk olmalı. austen iyi fikirdi aslında, bekleyelim görelim)
-Murphy hakkında yazacaktım güya, hem bloğun tozunu almış olacaktım hem de sayfalarca çizdiğim satırları, kafamdakileri bir hâle yola koymak istiyordum. Olmadı, sağlık olsun.
-Yarın yapılacak çok iş var. İyi ki aylar önceden mantıklı bir karar verip bileti akşama almışım. Yoksa bu yorgunlukla sabaha asla çıkamazdım. Şimdi biraz dinleneyim, yarın olsun tatile o zaman inanacağım.
-Yukarıya koyduğum müzik Asiaminör grubundan, ben onları yirmili yaşlarımda çok fazla dinlerdim. Canlı dinleme fırsatına da erişmiştim, gayet keyifli müzik yapıyorlar, daha önce dinlemediyseniz bakın bir.
-Tatil için bavul hazırlamak beter iş, ama hangi kitabı okuyacağına karar vermek çok eğlenceli. Kitapların önünde keyifli, saçma sapan konuşmalar yaptım kendimle. -Hmmm, aşk kitabı okumak istiyorum bu defa. -Peki ne olsun, ne okusam? -Bronte Kardeşler!, Jane Eyre? -I ıh, ezberledim. -Uğultulu Tepeler? -Yok, bayıyormuş. -Hah, Jane Austen okusam? -Nefis olur!
-Ve ilginçtir, kendimle yaptığım bu şapşik sohbet onca kitap arasında olmayan kitabı keşfetmemle son bulur. Peki, aşk kitabı hevesi ne olacak? (hayır, her kitap olmaz, püraşk olmalı. austen iyi fikirdi aslında, bekleyelim görelim)
-Murphy hakkında yazacaktım güya, hem bloğun tozunu almış olacaktım hem de sayfalarca çizdiğim satırları, kafamdakileri bir hâle yola koymak istiyordum. Olmadı, sağlık olsun.
-Yarın yapılacak çok iş var. İyi ki aylar önceden mantıklı bir karar verip bileti akşama almışım. Yoksa bu yorgunlukla sabaha asla çıkamazdım. Şimdi biraz dinleneyim, yarın olsun tatile o zaman inanacağım.
10 yorum:
İyi tatiller :)
Aşk kitapları iyi gider tatilde, okuması kolay ama duygu dozu yüksek :)
iyi tatiller , iyi bayramlar justine :)
:) Teşekkürler, geçti gitti ama ben de sizin bayramınızı kutluyorum. Sevgiler, selamlar.
iyi tatiller olsun o zaman :)
İyi tatiller efenim!
Beckett hakkında hiiiç bir şey söylemiyorum. Ben Godot'taki bekleme hallerinden de çok haz etmemiştim çünkü. İnsanı sürekli bir devinim halinde seviyorum ya da Godot'ya başladığım günlerde hayatım öyle durgundu ki aynı şekilde bir bekleyişi kaldıramayarak bir yazara yazık ettim, bilemiyorum.
Tatiller iyidir ancak tatil gibiyse. Ne dediğimi anladın muhakkak. Şu Rize günleri bitibitiversin bir dökeceğim kumlarımı vuhu. Seni de bekliyorum.
Geçen gün Clea'nın bahsettiği bebek işi oydu demek, haha, harika bir haber, zaten okur okumaz benden "enee" diye bir ses yükseldi buralardan. Hayırlı olsun Allah analı babalı büyütsün haanım :)
Austen iyidir. İkna olmaz ama. İkna son ve tamamlanmamış olduğu için sonunda hayalkırıklığı yaratıyor bu bir not olarak bulunsun. Ne aldın ne okuyorsun merak ediyorum, kaçamazsın :)
Çokça sarılıyorum Justine, çok da özledim. İyi olasın, çok çok.
Olsun evet! Hele de bir aziz diliyorsa, neden olmasın?:P
Zedka, çok tatlısın. Şimdi kafam iyi, aslında sadece iki biraligim ama canım sarhoş olmak istiyordu sanırım, ondan böyle cakirkeyif hallerim.:) yorumun ne güzel, çok mutlu oldum okurken. Ben kendime bir geleyim, sabah olsun, hatta tablete iyice alışayim, sonra yazayım buraya olur mu?:P öpüyorum seni, hoşçakal.
benim tatil de bitti.belki merak etmişsinizdir diye yazıyorum:)
sevgiyle.
O değil de, fotodaki bira çok güzel görünüyor be ya, sayfaya her gelişimde bir yutkunduruyor;)
umarım güzel geçiyordur tatilin. öpcük!
Kerime Nadir'in Posta Güvercin'ini okuyunuz efendim.. Bir zamanların konuşma-yazışma dili ve eski İstanbul-Adalar zinciri içinde imkansız aşklarla örülü hafif gelip éhıh" desede edebiyatseverler tadı başka bir romandır.. Tavsiye ederim :)
Yorum Gönder